Türkiye Politik ve Stratejik Araştırmalar Vakfı tarafından düzenlenen “Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Kıbrıs Politikası” başlıklı konferansta Dr. Gözde Kılıç Yaşın, değerlendirmelerde bulundu. Yaşın, sözlerine kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge gibi uluslararası hukuk terimlerinin ve Türkiye’nin navtex ilanının ne anlama geldiğini açıklayarak başladı. Oruç Reis’i navtex ilan edip çalışma yaptığı alandan geri püskürtmek için pek çok girişimin yapıldığını ileri sürdü. Yunanistan’ın, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Mısır ile anlaşma imzalayarak Meis adasına deniz yetki alanı vermek yoluyla Türkiye’nin kıta sahanlığını paylaşmak istediği Sevilla Haritası’nın bugün sahiplenilmediğini dile getirdi. Yaşın, Yunanistan ve Mısır arasında imzalanan deniz yetki anlaşmasını değerlendirerek anlaşmanın Mısır açısından dezavantajları olduğuna dikkat çekti. Ayrıca anlaşma metinlerindeki eksiklikleri vurgulayarak anlaşmanın aceleyle yapıldığını ifade etti. Balkanlar’daki siyasi gelişmeleri ve Türkiye’nin bölgedeki etkisinin azaltılması için yapılan girişimleri dile getiren Yaşın, bu gelişmelerin Doğu Akdeniz’de yaşanan gelişmelerle ilişkisini açıkladı. Yaşın, Yunanistan’ın Arnavutluk ile yaptığı deniz sınırlandırması anlaşmasının bazı maddelerinin, Yunanistan tarafından Türkiye ile yapılacak olan anlaşmaya emsal olarak kullanılmak istendiği açıklamasında bulundu. Ayrıca Yunanistan’ın, Mısır ve İtalya ile kendi tezlerini çürüten anlaşmalar yapmasının nedeni ile ilgili olarak Türkiye tarafından sıkışmış hissetmeleri olduğunu söyledi. Fransa’nın Türkiye karşısında AB’den beklediği desteği görememesinin altını çizen Yaşın, bölgede aktif olarak var olan bir diğer aktör olan ABD’nin, bölgedeki amaçları hakkında önemli açıklamalarda bulunurken sözlerini Ege Adaları sorunu hakkında önemli bilgiler vererek noktaladı.