Uzaktan Eğitim Döneminde Öğretmen Hazırlıklarının Üç Boyutu

2019’un sonu itibariyle dünyanın farklı yerlerinde ortaya çıkan COVID-19 salgını günümüzde de etkisini sürdürüyor. Salgın, küreselleşen dünyanın da beraberinde getirdiği müthiş bir hızla dünyanın her köşesindeki ülkeleri etkisi altına alırken, salgınla mücadelenin tek yolunun da bulaşma riskini en aza indirmek olduğu aşikâr. Bu sebeple hastalığın bulaşma riskini azaltmak, herkesin üzerinde anlaştığı bir önleme yöntemi oldu.
Bu süreç içerisinde alınan önlemlerden ilki, yüz yüze eğitimi derhal durdurarak eğitime geçici olarak ara vermekti. Hâlihazırda dünya çapında yaklaşık 1.5 milyar öğrencinin bu durumdan doğrudan etkilendiği varsayıldığında, matematiksel modelleme bağlamında salgının kontrol altına alınmasında yüz yüze eğitime ara vermenin büyük bir önem arz ettiği görüldü. Şu anda da salgının belli bir seviyede tutuluyor olmasının nedeninin bu konuda atılan hızlı adımlar olduğu kabul edilebilir.
Bu süreç öğretmenlerde baskı oluşturdu.
Eğitim sistemimiz, bu sürece hazırlıksız yakalanmış olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hızlı ve efektif bir şekilde oluşturulan internet tabanlı EBA platformu ve televizyon kanalları sayesinde uzaktan eğitim için çeşitli materyaller oluşturuldu. Ancak eğitimin doğası gereği her zamanki gibi en büyük görev öğretmenlerimize düştü. Sınıf ortamında dahi öğrencilerin derse tam katılımını ve motivasyonunu sağlamak oldukça zorken ve ciddi bir mesleki yeterlilik gerektirirken; uzaktan eğitim döneminde öğrenciyi motive etmek, öğrenmeyi takip etmek, onların ihtiyaçlarına göre öğretimi düzenlemek ve bunu uzaktan sağlamaya çalışmak öğretmenlerin daha fazla çaba göstermesine neden oldu. Dolayısıyla sürece hazırlıksız yakalanmış olmak, salgın sürecinin bireyler üzerinde oluşturduğu psikolojik etkiler ve uzaktan eğitimin kendi doğasında var olan güçlükler, bu süreçte özellikle öğretmenler üzerinde bir baskı oluşturdu. Gelecekte ne olacağı henüz bilinmezken, devam edebilecek uzaktan eğitim ve benzeri eğitim uygulamalarına daha hazırlıklı olmak ve bu baskıyı ortadan kaldırmak amacıyla öğretmenlerin takip etmesi ve her birini titizlikle tamamlaması gereken üç temel hazırlık sürecinden bahsedebiliriz:
1- Mental hazırlık
2- Teknolojik hazırlık
3- Pedagojik hazırlık
İlk olarak mental hazırlık sürecinde öğretmenler, geleneksel eğimden farklı olarak bir ara yüz sağlayıcısıyla öğretim verdikleri hedef kitleyi içselleştirmek zorunda. Eğer bu içselleştirme süreci sağlanmaz ise uzaktan eğitimin kendine özgü uygulamalarında başarılı olmak güçleşecektir. Bu nedenle, öğretmenler zihinsel olarak bu sürece hazırlık yapmalı. Uzaktan eğitim sürecinde hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin en çok özlediği ve eksikliğini hissettiği şey, sınıf ortamında oluşturulan insan bağlantısıdır. Bu nedenle, uzaktan eğitimde de içeriğe odaklanmak her zaman olduğu gibi önemli olsa da daha önemli olan, öğrencilerle kişiselleştirilmiş temas noktaları için yapılar oluşturuyor. Bu sayede, oluşturulan bağla öğrenciler ve öğretmenler içinde bulunulan gerçekliği kavramakta birbirine yardımcı olabilir ve mental olarak birbirlerine destek olabilir.
İkincisi, teknolojik hazırlık aşaması. Uzaktan eğitim sürecinde bir öğretmeni öğrencilerine bağlayan ara yüzler teknolojik cihazlardır. Bir öğretmen ilk olarak öğrencileriyle iletişim kurduğu ara yüzü, eğitim uygulamasını, kullandığı mikrofon, kamera, bilgisayar gibi temel cihazları tanımalı; ders esnasında kullanacağı arka plana kadar teknolojik altyapısını tasarlamalı ve kendini en rahat hissedeceği ortamı oluşturmalı. Bu amaçla, öğretmenler kendilerine zaman tanıyarak dijital ortamlarda kendilerini geliştirmeye çalışmalı, yeni yazılımlar hakkında bilgi edinmeli ve dijital ortamlarda kendisi ve öğrencilerinin güvenliği için gerekli önlemleri almalı. Bu süreçte öğretmenler, kendi çevrelerinden yardım alabilir, meslektaşlarıyla deneyimlerini paylaşabilir, internet ortamından bilgi toplayabilir ve boş zamanlarında çeşitli denemeler yaparak öğrenme yoluna gidebilirler. Bunun yanı sıra kamu ya da özel sektör fark etmeksizin tüm yöneticilerin, öğretmenlerin teknolojik altyapılarına destek olacak kalemleri tespit etmeleri ve oluşturmaları beklenmeli.
Yöneticilerin uygulaması beklenen bu kalemlerden asgari nitelikte olanlar şunlar:
- Gerekli Düzeyde İnternet Hızı: Gerekli araştırmalar yapılarak öğrencilerle kesintisiz iletişim sağlanabilmesi için gerekli olan asgari internet hızını tespit etmek ve mümkün mertebe bu belirlenen hızı öğretmenlere sağlamak.
- Kamera ve Mikrofon Desteği: İnternet ortamındaki ders anlatımı ve iletişim konusunda ses ve görüntü kalitesi önemli olduğu için kamera ve mikrofon özelliklerini asgari düzeyde tespit edip bunları öğretmenlere iletmek, gerekirse mikrofon ve kamera edinmelerini sağlamak.
- EBA İçerisinde Öğrenci ve Öğretmenler İletişim Kurulacak Platform: Öğrenci ve öğretmenler ile senkron iletişim kurulacak olan bir platformun altyapısını kurulması öncelikle gerekmektedir. Böylelikle uzaktan eğitime yöneltilen öğrencilerin ders işleme sürecinde etkileşim kuramamaları ve etkin katılımı sağlayamamaları eleştirisi bir nebze giderilecektir. Öğretmenler ile eş zamanlı yapılacak toplantılar, görüş alışverişi ve deneyim paylaşışı gibi etkinlikler bu platformla sağlanabilecektir.
Öğretmenlerin pedagojik hazırlık süreçleri farklı olabilir.
Pedagojik hazırlık süreci, yukarıda ifade edilen iki hazırlık sürecinin pratik boyutu. Her öğretmenin daha önce geleneksel eğitim sürecinde planlama, uygulama, materyal seçimi ve ölçme-değerlendirme yöntemleri gibi pedagojik hazırlık süreçleri farklı olabilir. Ancak uzaktan eğitim öğretmenlere bambaşka bir deneyim sunarken onların yeni hazırlıklar yapmalarına ve öğrencilerinin yeni ihtiyaçlarına da yanıt vermelerini gerektiriyor. Senkron (eş zamanlı) Asenkron (farklı zamanlı) uygulamaların her birinde planlama ve seçilecek öğretim stratejisi, yöntem ve tekniğiyle ölçme değerlendirme süreçleri farklılık arz eder. Bu yüzden hizmet öncesi öğretmen eğitiminde ve hizmet içi eğitim programlarında uzaktan eğitim uygulamalarına geniş yer verilmesi gerekiyor. Öğretmenlerimiz de bu süreçle ilgili deneyimlerini zenginleştirme ve farklı öğretim yöntem ve teknikleri hakkında bilgi edinmeye dönük stratejiler geliştirmeli. Görüldüğü gibi uzaktan eğitimde öğretmenlere düşen yük çok fazla ve öğretmenlerin mutlaka motive edilmeleri gerekiyor. Bu motivasyon, öğretmenlerden velilere ve öğrencilere de mutlaka geçecektir. Sonuç olarak yazımı değerli öğretmenlerimize çeşitli önerilerle bitirmek istiyorum;
- Öğretmenler uzaktan eğitim uygulamalarına dönük ilgilerini arttırmalı.
- Öğrencilerle iletişimde kalmak için yeni yollar denenmeli.
- Bireysel temas noktaları oluşturulmalı.
- Haftalık programlar ve / veya özetlemeler yayınlanmalı.
- Canlı çalışma saatleri gerekli ölçüde esnek olmalı.
- Öğrencilerin derse katılım alışkanlıkları için yardımcı olunmalı.
- Daha uzun, öğrenci odaklı ödevlere öncelik verilmeli.
- Yeni içerikler, eskilere bağlanmalı ve bol örnekler verilmeli.
- Öğretmenler kendilerine zaman tanımalı ve dijital becerilerini geliştirmeli