Nükleer İran Krizî: Orta Doğu Siyaseti, Trump'ın İran kararı, Küresel ve Bölgesel Etkileri

Doç. Dr. Murteza HASANOĞLU
Daha önce Türkiye’nin aracı olduğu nükleer takas anlaşmasının gelişmiş ülkeler tarafından yeterli görülmemesi ve BM’nin İran’a karşı yaptırım uygulanma kararı alması kafaları karıştırmış durumda. İşin aslı zamanla mı ortaya çıkacak yoksa önemli ipuçları zaten ortada mı?
2006'da başlayan yaptırımlar, ülkenin yüzde 8'e varan büyüme oranını bazı yıllar azaltmış, bazı yıllar ise ekonomide yüzde 6'yı aşan küçülmeye yol açmıştı. BM Güvenlik Konseyi'ndeki İran'a karşı yeni yaptırımlar öngören karar tasarısı, BM Güvenlik Konseyi'nde gerçekleşmekte olan toplantıda oylandı. Oylamada İran'a yaptırım kararı çıktı.
12 üye yaptırımlara 'evet' derken, Türkiye ve Brezilya 'hayır' dedi. 15 üyeli konseyde, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin'in üzerinde uzlaştığı tasarı, İran'a yönelik mali kısıtlamaların daha da sıkılaştırılmasını, seyahat yasaklarının ve denetimlerin artırılmasını öngörüyor. Karara göre İran'a hâlihazırda uygulanan BM silah ambargosu oldukça genişletiliyor, İran'ın nükleer programıyla ilgili olan İran bankalarına yönelik sıkı denetim ve yaptırım getiriliyor.
Kararda, uluslararası alanda tüm İran bankalarıyla olan alım-satım işlemlerinin sıkı denetimi ve İran'a giden ve İran'dan gelen gemilerin yasaklanan kargo taşıma işlemlerine ciddi şüphe duyulması durumunda açık sularda sıkı kontrolü de öngörülüyor. BM Güvenlik Konseyi, İran’ın olası nükleer silah programına destek olabileceği gerekçesiyle bir şahsı ve 40 şirketi kara listeye almıştı. Yaptırım paketinin ana hatlarını şöyle sıralayabiliriz:
— İran’a tank, zırhlı araç, büyük kalibreli top sistemi, savaş uçağı, saldırı helikopteri, savaş gemisi, füze sistemi satılması yasaklanıyor.
— İran’a nükleer başlık taşıyabilecek balistik füze aktivitelerini yasaklıyor.
— Diğer ülkelere İran’a balistik füze ve teknolojisi temin etme yasağı geliyor.
— İran’ın yurtdışında uranyum madenciliği, uranyum zenginleştirme ve balistik füzeyle ilgili aktivitelerde yer alması men ediliyor.
— Ülkelere İran ile ilgili bu tür yatırımların yasaklanması zorunluluğu geliyor.
— İran’a yasaklı ürün taşıdığı sanılan gemilere baskın düzenleme yetkisi getiriliyor.
— Ülkelere, nükleer silahlarla ilgili mali para aktarımını engelleme çağrısı yapılıyor.
— Diğer ülkelere, İran Devrim Muhafızları ile iş yapan vatandaşlarına İran’ın silahlanma eylemlerine hizmet etmeme konusunda uyarma zorunluluğu geliyor.
— Silahlanmayla ilgili potansiyel bulunması durumunda ülkelerin, İran bankalarına lisans vermesi yasaklanıyor.
— BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri ve Almanya, İran ile diyalogu desteklediğini bildiriyor.
— Diğer ülkelere silahlanmayla ilgili bağlantı potansiyeli bulunan bankaların ülkelerinde şube açmasını yasaklama çağrısı yapılıyor.
Yaptırımlar listesinde yer alan ve uluslararası alanda mal varlıkları dondurularak, seyahat yasağı getirilecek kişi ve kuruluşlar şöyle:
-Nükleer ya da Balistik programa katılanlar ve dâhil olan kuruluşlar:
İran Atom Enerjisi Kurumuna bağlı İsfahan Nükleer Teknoloji Merkezi Başkanı Cevad Rahiki.
—Nükleer araştırmalarda ve üretim ünitelerinde kullanılabilecek termostat temin eden Âmin Sanayi Kompleksi.
—Hafif silah üreten Armament Industries Group (AIG).
—İran Savunma ve Lojistik Silahlı Kuvvetler Bakanlığına bağlı Defense Technology and Science Research Center (DTSRC).
—Balistik program temin eden Doostan International Company.
—İran Savunma Bakanlığına bağlı Farasakht Industries.
—Nükleer program çerçevesinde transaksiyonlarla ilgili adı geçen Bank Mellat'a bağlı First East Export Bank.
-Zaten yaptırımlara maruz bulunan ve Savunma Sanayi Örgütü'ne (DIO) bağlı Kaveh Cutting Tools Company.
-Aerospace Industries Organisation'ın (AIO) şubesi Babaie Industries.
-DTSRC'ye bağlı Malek Ashtar University.
—İran Savunma Bakanlığının lojistik ihracat bölümü (Modlex). 1747 sayılı kararı ihlal ederek silah satmakla suçlanıyor.
— Yaptırım uygulanan Şahid Hemmat Sanayi Grubu'nun (SHIG) şubesi olan Mizan Machinery Manufacturing.
—Arak’taki reaktörün inşaatından sorumlu Modern Industries Technique Company (Mitec).
—Zirai ve Tıbbi Nükleer Araştırma Merkezi.
- Yaptırım uygulanan Şahid Bagheri Grubuna (SBIG) bağlı Pejman Industrial Services Corporation.
-SHIG'in vitrin şirketi olan Sabalan Company.
-SHIG'in bir başka vitrin şirketi Sahand Aluminum Parts Industrial Company (Sapico).
-SHIG'e bağlı Şahid Karrazi Industries.
-Şahid Satarri Industries.
-DIO kontrolündeki Şahid Sayyade Şirazi Industries.
-DIO'ya bağlı Special Industries Group.
-SHIG'in bir başka vitrin şirketi Tiz Pars.
-DIO'ya bağlı Yazd Metallurgy Industries.
-DEVRİM MUHAFIZLARINA BAĞLI KURULUŞLAR:
-Hatem El Anbiya'nın (KAA) şubesi Fater Institute.
KAA kontrolündeki Haragahe Sazandegi Ghaem.
-Ghorb Karbala.
-Ghorb Nooh.
-Ghorb Nooh kontrolündeki Hara Company.
-KAA kontrolündeki İmensazan Consultant Engineers Institute.
-Hatem el-Anbiya Construction Headquarters (KAA).
-KAA şubesi Makin.
-Ghorb Nooh kontrolündeki Omran Sahel.
-KAA şubesi Oriental Oil Kish.
-Rah Sahel.
-Rahab Engineering Institute.
-Ghorb Nooh kontrolündeki Sahel Consultant Engineers.
-KAA'ya bağlı Sepanir.
-Sepasad Engineering Company.
İSLAM CUMHURİYETİ DENİZ HATLARINA BAĞLI KURULUŞLAR:
-Irano Hind Shipping Company.
-IRISL Benelux NV.
-South Shipping Line Iran (SSL)
2015'te imzalanan anlaşmanın ardından IMF verilerine göre 2016'da İran ekonomisi yüzde 12,5 büyüdü. Bu hızlı büyümenin ardından petrol ticaretine yönelik kısıtlamaların kaldırılması yatıyordu.
ABD Başkanı Donald Trump, 6 ülkenin İran ile imzaladığı nükleer anlaşmadan çekildiklerini ve İran'a yönelik yaptırımların yürürlüğe sokulacağını açıkladı.
İran’ın nükleer sevdasını sorgulamak konuyu incelemek için iyi bir başlangıç noktası olabilir. Petrol ve doğalgaz açısından ciddi kaynaklara sahip olan İran’ın bu enerji alanlarında yatırım yapmak yerine nükleer enerjiye yönelmesi cevaplanması gereken öncelikli konu . Ortadoğu’da petrol kaynaklarına sahip diğer ülkelerin neden nükleer enerjiye bir ilgisi yok.
İran’ın nükleer politikası içsel bir enerji ihtiyacından çok siyasi hedeflere ulaşmak üzere kullanılmaya çalışılan bir araç gibi duruyor. Türkiye’nin Avrupa Birliğine girme sevdasına benziyor ve ısrarcı olmanın ülkeye ne kazandırıp ne kaybettirdiği baktığınız açıya ve zamana göre değişiyor.
Diğer yandan İran’ın nükleer güce sahip olma girişiminin, bölgesel olarak değerlendirildiğinde İsrail’e karşı bir denge oluşturma amacı güttüğü söylenebilir. Zira kendisi için görünen ciddi bir tehdit yok, doğusundaki kısıtlı nükleer güce sahip komşularını saymazsak. Şu an olmasa bile, başıboş bırakılırsa İran’ın yakın bir zamanda nükleer silah yapabilme yeteneğine sahip olabileceği endişeleri dile getiriliyor. İlk atom bombasının geliştirilip patlatılmasından bu yana yetmiş dört sene geçmiş bulunuyor. Atom bombası çok eski bir teknolojiyi temsil ediyor.
Dünyada nükleer güce dayalı bir denge kurulu iken, bu silahlar uzaya çıkmak dâhil bir sürü değişik yollarla atılabilir iken, zayıf bir teknoloji ile böyle tehlikeli bir silaha sahip olmak üstünlük mü yoksa zaafiyet midir, düşünmeye değer.Ayrıca nükleer güce dayalı dengenin aktörlerinin sahaya çıkmaya çalışabilecek yeni oyuncuların kendi kontrolleri altında hareket etmelerini sağlayacak mekanizmaları çalıştıracakları beklenir.
İran’ın politikasının ülkeyi daha da güçlü olmaya mı yoksa ekonomik tecrit sebebiyle daha da yoksullaşmaya mı götürdüğü tartışmaya açıktır. Bunun farkında olmasına rağmen acaba İran bölgesindeki oyunda kalabilmek için çok riskli bir kumar mı oynuyor?
İran’ı böyle riskli bir politikaya zorlayan ne olabilir. Bölgede değişen nedir? Komşusu Irak’ın değişimi ve başına gelenler mi? Aslında gelinen durum itibari ile yeni Irak'ta İran'ın daha etkin olduğu söylenebilir. Yoksa küresel dengenin yeniden kurulmasında safların belli olmaya başlaması mı?
İran’ın Avrupa ile ilişkileri zayıflayıp, Rusya ile ilişkisi güçleniyor mu? Rusya yaptırım kararına onay vermesini askeri müdahale ihtimalini minimize etmesine dayandırdığını söylüyor. Yani İran'dan uzaklaşmıyor. Ya da Türkiye’nin bölgede taraflar arasında arabuluculukla yetinmeyip, taraf olma gayretleri ve seçtiği taraftaki liderlik emareleri mi?
Türkiye nükleer takas anlaşmasının içinde yer alarak ve yaptırımlara karşı çıkarak İran'ın da dâhil olduğu tüm bölge ülkelerinin gözünde prestijini artırmış durumda. Saddam’dan sonra bugüne kadar Ortadoğu’daki gerilim tahterevallisinin bir ucunda İsrail, bir ucunda İran vardı. Bugün Türkiye’nin bir tarafta yer alması dengeyi bozar ve muhtemelen oyuncuların ikisini de memnun etmez.
Mavi Marmara olayı Türkiye’nin İsrail karşısında taraf olmaya başladığının sinyallerini veriyor. Ancak klasik oyuna dâhil olmak sorunları çözmekten ziyade yeni sorunlara yol açabilir. Oyuncuların memnun kalacağı başka bir oyuna geçilmesi gerekebilir. Yani iki tarafın değil çok tarafın, belki tarafın olmadığı bir oyun olabilir mesela.
Oyunun seçiminde bölgeye ilgisi artan ve yeni bir oyuncu gibi görünen Türkiye’nin belirleyici olması beklenebilir. Bu durumda İran’ın da, İsrail’in de uçlarda giden politikaları durgunlaşabilir. İran’ın Rusya himayesinde yürüttüğü nükleer politikalarının geleceğini İsrail’in atacağı geri adımlar belirleyebilir. Daha doğrusu bu geri adımın atılıp atılmayacağını veya bu ilk adımın önce kimden geleceğini Türkiye’nin etkinliğine ve küresel güçlerin hesaplaşmalarının sonucuna göre yakın bir zamanda hep birlikte göreceğiz.