27.07.2020 20:08 A- A+

TÜRPAV 2020 İHTİSAS SEMİNERLERİ-6: "Küresel Bir Sorun Olarak Düzensiz Göçler ve Mülteci Krizinin Geleceği"

TÜRPAV 2020 İHTİSAS SEMİNERLERİ-6: "Küresel Bir Sorun Olarak Düzensiz Göçler ve Mülteci Krizinin Geleceği"

Türkiye Politik ve Stratejik Araştırmalar Vakfı (TÜRPAV) tarafından düzenlenen “Teoriden Pratiğe Uluslararası İlişkilerde Güncel Yaklaşımlar İhtisas Seminerleri”nin altıncı oturumu 5 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleştirildi. TÜRPAV Mütevelli Heyeti Üyesi Prof. Dr. Suat Kolukırık’ın konuşmacı olduğu söz konusu oturumda “Küresel Bir Sorun Olarak Düzensiz Göçler ve Mülteci Krizinin Geleceği” temalı bir seminer gerçekleştirildi.

Sözlerine dünyadaki göçmen, yerinden edilmiş ve mülteci olarak devam eden insanların istatiksel verilerini açıklayarak başlayan Kolukırık, göç meselesinin hem uluslararası ilişkilerin hem de sosyolojinin ortak konularından biri olduğunu vurgulayarak “Göç meselesinin siyasal ve sosyolojik boyutlarının olması bugün bu hususu hem uluslararası bir boyuta taşımış hem de uluslararası çözüme mecbur bırakmıştır. Fakat mevcut konjonktürde ülkeler kendi çıkarlarına uygun şekilde politika üretmekte ve konuyu değerlendirmektedir. Özellikle AB ve Türkiye ilişkilerinde göç mevzusunun düğümlendiği gerçeği bu durumun en önemli örneklerindendir.” açıklamasında bulundu.

Kolukırık, göç meselesiyle ilgili olarak genel algının ve ülkelerin eğilimiyle alakalı olarak bu mevzunun çözümlenmeye değil dışsallaştırılmaya çalışılan bir kontrol altına alma süreci işletildiğini ifade etti. Kolukırık, göçün tanımlanmasıyla alakalı olarak, “göç aslında bir sorun değil, yapısal ya da konjonktürel bir gerçeklik olup anomik bir durumdur yani aslında bir yapıdaki bozulmayla göç yaşanır; göç sonucu bozulma gerçekleşmez.” ifadelerini kullandı.

Konuşmasının devamında göçün nedenlerine değinen Kolukırık, bu gerekçelerin dini, kültürel, ekonomik ve sosyal birçok boyutunun olduğunu dile getirdi. Kolukırık, Göçün yakın tarih boyunca Doğu’dan Batı’ya olan durumu ve bunun sonucunda özelikle sağ popülizm anlayışının, islamofobinin ve yabancı düşmanlığının artış gösterdiği ev sahibi ülkelerdeki göçün sorun haline gelişinin asıl sebebinin refahın paylaşılamaması olduğunu dile getirdi. Bu şartlar altındaki mevcut mülteci krizinin geleceğini değerlendiren Kolukırık, “aslında mülteci krizi kendi içinde bir çözümsüzlük barındırıyor. Halen popülist ve ırkçı söylemlerle insanlar, ülkeler ve bölgeler ayrıştırılıyor. Bu nedenle yakın gelecekte düzensiz göçün çözüme kavuşması pek mümkün görünmemektedir.” değerlendirmelerinde bulundu.

Son olarak Kolukırık, Suriye İç Savaşı ve Arap Baharı hadiselerinden hareketle göç ve mülteci meselesinde bilinçli bir yerinden edilme ve göç ettirme olasılığının varlığını vurguladı. Kolukırık, “Dünyadaki mülteci sorununun nereye evrileceğinden de öte bir realite mevcut. Bu da bilinçli göç ettirilmedir. Ortadoğu’da yerinden edilen insanların bu göç hadisesinin arkasındaki temel mantalitenin ne olduğunu görmek önemlidir. Belki de birçok insan kapitalist sistemin çarklarının dönebilmesi açısından bir yerden başka bir yere göç ettirildi.” Açıklamasında bulundu. Kolukırık’ın bu noktada söylediği dikkat çekici ifadelerden biri de göç eden coğrafyaların sorunlarının çözülmediği ve çatışmaların sonlandırılmadığı takdirde dünyada bu meselenin devamlılık göstereceğidir.

Gelecek Etkinlikler