27.07.2020 19:44 A- A+

"Türk-Ermeni İlişkileri Perspektifinden Yukarı Karabağ Sorunu" konulu konferans gerçekleşti

"Türk-Ermeni İlişkileri Perspektifinden Yukarı Karabağ Sorunu" konulu konferans gerçekleşti

Türkiye Politik ve Stratejik Araştırmalar Vakfı (TÜRPAV) tarafından düzenlenen “Türk-Ermeni İlişkileri Perspektifinden Yukarı Karabağ Sorunu” başlıklı konferansta QAFSAM Başkanı Dr. Araz ASLANLI değerlendirmelerde bulundu.

Konuşmalarına Ermenilerin devletleşme aşamasını anlatarak başlayan Aslanlı, 19. yüzyıl sonrasında Osmanlı Devleti’nin zayıflaması ve Çarlık Rusyası’nın güçlenmesiyle bir milliyetçilik fikri çerçevesinde büyük devletlerin Türklere karşı örgütlendiğini ifade etti. Osmanlı ve Osmanlı’ya yakın her oluşum hatta patrikleri bile karşısına alarak çeşitli terör eylemlerinde bulunulduğunu ifade eden Aslanlı asıl kutuplaşmanın 20. Yüzyıl ve I. Dünya Savaşı olduğunu öne sürerek “Kitlesel olarak ilk kez karşı karşıya gelme 1905-1906 yılları arasında Kafkasya’da gerçekleşmiştir.” dedi.

20. yüzyılın ilk yılları Günümüz Azerbaycan ve Ermenistan coğrafyasında toplumsal çatışma boyutunda olaylar yaşandığını ifade eden Aslanlı, bu olaylarda Ermenileri kışkırtan ya da coğrafyaya hakimiyet sağlama bağlamında Rusya’nın Osmanlı’daki nüfuzu kullandığını vurguladı. 1915 yılına kadar Ermenilerin büyük güçler tarafından kendi çıkarlarına uygun olarak kullandığı hatta mezhepleştirdiğini söyleyen Aslanlı, “Bilinçlenmiş ve Silahlanmış Osmanlı’nın her bölgesindeki Ermenilerin dizginlenebilmesi için terör ve çeteciliğe bulaşanları tutuklamıştır. Elbette bu örgütlenmiş kitleyi Ermeni nüfusunun hepsine atfetmek doğru olamayacaktır.” ifadesini kullandı. Bu olaylar sonucunda Türk hükümetinin tehcir kararı alması ve Ermenilerin Rusya’ya daha fazla yakınlaşması durumunu beraberinde getirdiğini açıklayan Aslanlı, Osmanlı’daki Ermenilerin bu olaylara rağmen bürokrasi, ordu ya da herhangi bir mevkide aynı zamanda Anadolu’nun başka başka bölgelerinde sulh içinde yaşayan Ermeniler olduğunu hatırlattı.

Rusya’nın hamiliğindeki çeteleşmiş ve örgütlenmiş Ermeniler, 1918 yılının ilk çeyreğinde Azerbaycan ve İran’ın kuzey kesimlerinde katliam yaptıklarını öne süren Aslanlı “Azerbaycan’ın bağımsızlığını ilan etmesi ve Anadolu’dan gelen yardımla Ermeni çetelerinin ve Bolşevik ordularının katliam ve soykırımı durdurulmuştur.” dedi. Bu dönemde Karabağ’ın Ermeniler tarafından işgal girişimleri devamında da anlaşmalar aşamasında hakim olma çabasının 1980’lere kadar bölgenin özerk olarak var olması şeklinde seyrettiğini söyleyen Aslanlı, “Şu anda Ermeni meselesinin en kanlı ve aktif devam eden boyutu Karabağ sorunu olup BM gibi ulus üstü birçok yapının tepki ya da kararlarına rağmen işgal devam etmektedir. 100 yıldır süren ve günümüzde de hala devam eden dünya üzerindeki Ermeni diasporasının Türkiye’ye karşı kutuplaştıran bir Ermeni meselesi var. Bizim isteğimiz bölgede barışın tesis edilmesi Ermenistan’ın işgal ettiği topraklardan geri çekilmesi huzurun sağlanmasıdır. Bunun için Türkiye ve Azerbaycan mevcut politikalarında ısrarcı olmalı ve diğer müdahaleleri dengelemelidir.” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Gelecek Etkinlikler