YUKARI KARABAĞ' DA SÖZDE SEÇİMLER
Soğuk Savaş”ın sona ermesi ve özellikle Sovyetler Birliğinin dağılması uluslararası ilişkiler sisteminde hem niteliksel, hem de sayısal açıdan yeni değişimlerin yaşanmasına neden oldu. İki kutuplu sistemin dağılması Post-sovyet mekanında yeni bağımsız devletlerin ortaya çıkması, onların bölgesel ve küresel gelişmelerin önemli aktörlerine dönüşmesi bu değişikliklere örnek olarak gösterilebilir. Bu gelişmeler ışığında Azerbaycan`ın devlet bağımsızlığı yeniden elde edilmiş, ülke uluşlararası sistemin önemli subjelerinden birine dönüşmüştür. Azerbaycan Cumhuriyeti`nin bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürdüğü “Soğuk Savaş sonrası” dönem aynı zamanda “küreselleşme” denilen sosyo-ekonomik ve teknolojik formasyonun yeni aşamasına denk gelmektedir. Küreselleşme, Azərbaycan`ın bağımsızlığını güçlendirmesi ve uluslararası sisteme entegre olabilmesi için yeni imkanlar sunduğu gibi, aynı zamanda ulusal güvenliğine yönelik , neo-geleneksel tehditlerin doğmasına da neden olmuştur. Azerbaycan`ın jeopolitik konumu, doğal kaynakları ve etnik-dini çeşitliliği, topraklarının %20`sini işgal eden Ermenistan`la savaş durumunda olması hem içten, hem de dışarıdan ulusal güvenliğine birçok tehdidler yöneltmektedir. Ulusal güvenlik için ciddi tehdit kaynağı olan Ermeni terörüne karşı gereken önlemleri devlet düzeyinde alan Azerbaycan yönetimi, söz konusu tehditlere karşı uluslararası camianın bilgilendirilmesi ve ortak önlem alınması için yabancı devletler ve uluslararası örgütlerin nezdinde çalışmalarını durmaksızın sürdürmektedir.
Azerbaycan ve Ermenistan, Erivan'ın Dağlık Karabağ'ı işgal etmesi yüzünden teknik olarak hâlâ savaş halindedir. 90'ların başında çıkan etnik çatışmalar, Ermenistan'ın Karabağ’ı kendi sınırlarına katma isteğiyle Ermenistan ve Azerbaycan arasında savaşa dönüşmıştür. Çatışmalar Ermenistan'ın Dağlık Karabağ'ı işgaliyle sonuçlanmıştı. Azerbaycan'ın Ermenistan tarafından işgal altında tutulan Yukarı karabağ bölgesinde düzenlen sözde Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerinin, Yukarı Karabağ’da uluslararası hukuka aykırı mevcut durumun tek yanlı olarak meşrulaştırılması çabalarının bir tezahürüdür. Bu adımın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararları ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ilkeleri dahil uluslararası hukukun açık ihlâlidir. Dağlık Karabağ'da düzenlenen sözde cumhurbaşkanı ve parlamento seçimleri, Helsinki Nihai Senedi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Teşkilatının ilgili kararlarının açıkça ihllalidir ve hiçbir yasal dayanağa sahip değildir. Dağlık Karabağ sorununun çözüm sürecini yürüten Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu eş başkanları da bir bildiri yayınlayarak seçimleri tanımadıklarını belirtti.
Ermeni güçlerin kontrolündeki Dağlık Karabağ'ın hiçbir ülke tarafından tanınmadığını hatırlatan eş başkanlar, sözde seçimlerin sonuçlarının hiçbir durumda müzakere sürecinin sonuçlarını etkileyemeceğinin altını çizdiler. Dünyanın neredeyse tüm ülkelerinde koronavirüs salgını yüzünden insanlar kendi evlerinde kalırken ve bütün dünya Koronavirüs belasıyla uğraşırken seçimleri oldu bittiye getirmek için sinsice plan yapan Ermeni’lerin bu hukuksuz sinsi planları kabul edilemez. Sözde seçimler, Yukarı Karabağ’da uluslararası hukuka aykırı mevcut durumun tek yanlı olarak meşrulaştırılması çabasıdır. Ermenistan tarafından işgal altında tutulan Yukarı Karabağ bölgesinde 31 Mart 2020'de yapılan sözde seçimler, Azerbaycan'ın siyasi birliğinin, egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün yeni bir ihlali anlamına geliyor.
Bu durumda savaş kaçınılmaz hal alıyor. Diplomatik platform olan AGİT Minsk gurubu olaya acil olarak müdahale edip Ermeni’lerin bu rezaletine son vermeli Azerbaycan’ı haklı bularak sulh yolu ile işgal edilen toprakları geri vermelidir. Bu seçim, gayri meşrudur. Uluslararası hukuk bakımından herhangi bir geçerliliği yoktur.
GUAM (Gürcistan, Ukrayna, Azerbaycan, Moldova) Genel Sekreterliğinden yapılan açıklamada, işgal altındaki Azerbaycan topraklarında seçim yapılması kınandı.Estonya ve Ukrayna dışişleri bakanlıkları da Dağlık Karabağ'da gerçekleştirilen seçimleri tanımadıkları ve kınadıkları yönünde açıklamalar yayınladı.
TÜRKİYE’NİN, TÜRK YURDU KARABAĞ’A KARŞI TUTUMU
ycan ve Türkiye, Ermeni işgalinin sona ermesi ve kalıcı bir barıştan yana bir politika takip etmektedir. Ermenistan ise işgal ettiği topraklardan çekilmek istemediği gibi demografik yapıyı kendi lehlerine çevirmek için çalışmalar yapıyorlar. Ermenistan 31 Mart 2020 tarihinde de Karabağ’da seçim yapma kararı aldı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal altında tutulan Yukarı Karabağ bölgesinde 31 Mart 2020 tarihinde düzenlenmesi öngörülen sözde seçimlerin tanınmaması için uluslararası kamuoyuna çağrıda bulundu.
TÜRKİYE: ERMENİSTAN’IN YAPTIĞI ULUSLARARASI HUKUK İHLALİ!
Türkiye Cumhuriyeti Dışişeleri Bakanlığı, Azerbaycan’ın işgal altında tutulan Yukarı Karabağ bölgesinde 31 Mart 2020’de düzenlenmesi öngörülen sözde cumhurbaşkanı ve parlamento seçimlerine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, söz konusu adımın Yukarı Karabağ’da uluslararası hukuka aykırı mevcut durumun tek yanlı olarak meşrulaştırılması çabalarının bir tezahürü olduğu vurgulanarak ‘Bu adım, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi kararları ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) ilkeleri dahil uluslararası hukukun açık ihlalidir.’ değerlendirmesi yapıldı. Açıklamada, Yukarı Karabağ ihtilafına barışçıl çözüm bulunması amacıyla yürütülen AGİT Minsk Sürecine işaret edilerek, şunlar kaydedildi: “Görüşmelerin sürdüğü bir aşamada, işgal altındaki topraklarda sözde seçimlerin düzenlenmesi, barışçıl ve kalıcı çözüme yönelik çabaları baltalayan bir girişim niteliğindedir.” diyerek AGİT Minsk Grubu dahil uluslararası camiayı bu seçimi tanımamaya davet etti.
‘TÜRKİYE, BU GAYRİMEŞRU SEÇİMLERİ TANIMAMAKTADIR !’
Ayrıca ‘Türkiye, Azerbaycan’ın egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün yeni bir ihlalini teşkil edecek bu gayrimeşru seçimleri tanımamaktadır. Türkiye, AGİT Minsk Grubu’nun bir üyesi olarak, Yukarı Karabağ ihtilafına adil ve kalıcı bir çözüm bulunması yönündeki çabaları desteklemeye devam edecektir.’ denildi.
Bu seçimler uluslararası teşkilatlar tarafından tanındığı takdirde Karabağ Sorunu daha da derinleşecek ve belki de muhtemel çatışmalara neden olacaktır. Sonuç olarak Karabağ’da çözüm için çok sayıda öneri yapılsa da, henüz somut bir sonuca ulaşılmış değil. Bugün de, bu sorunlar seçim kararı ile derinleşmiştir bu nedenle yakın bir gelecekte çözüleceğini söylemek zor görünüyor.”
UKRAYNA SÖZDE SEÇİMİ KINADI
Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, Azerbaycan’ın Ermenistan tarafından işgal edilen Yukarı Karabağ bölgesinde sözde başkanlık ve parlamento seçimlerinin düzenlemesini kınadı.
İİT'den yapılan yazılı açıklamada, Dağlık Karabağ'da 31 Mart'ta düzenlenen sözde cumhurbaşkanı ve parlamento seçimlerinin, BMGK'nin ilgili kararlarına aykırı olduğu belirtildi.
Sözde seçimlerin reddedildiği vurgulanan açıklamada, İİT ile Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın konuyla ilgili daha önce aldığı kararların bulunduğu hatırlatıldı.
Azerbaycan bugün çok hızla gelişiyor, fakat buna rağmen hala Ermenistan`ın Azerbaycan`a karşı işgal gerçekliği büyük siyasi, sosyo-ekonomik zorluklar doğurmakta. Kuşkusuz, Dağlık Karabağ sorunu çözüne kavuşana kadar, bu durum Azerbaycan`ın ulusal çıkarlarına karşı en ciddi tehdit olarak kalacaktır. Bunun yanı sıra, çatışmanın kalıcı bir barış antlaşması ile sona ermesinden bağımsız olarak, monoetnik devlet oluşturma politikası, etnik temizleme ve topraklarını komşu devletlerin topraklarını işgal ederek genişlendirme düşüncesinin Ermenistan`ın devlet politikasının temel amacı olarak kalması, gelecekte de iki devlet arasında kurulacak ilişkilere olumsuz biçimde yansıyacaktır.